21 Ekim 2009 Çarşamba

Mucizeye iki bilet: Doğum Hikayemiz II

Her hamilelik gibi son haftalara yaklaştıkça, “Sanki hep hamileymişim” hissi ile “E artık alalım yavruyu kucağımıza” hissi elele vermişti. 20 Mayıs’tan önceki hafta sonu BabaCan ile baş başa olacağımız son hafta sonu idi, bu yüzden BabaCan daha çok saatini evde geçiriyordu.

Bu arada normal doğum yapamayacağı fikrine alışmış olan ben, “Bari biraz doğum sancısı çekseydim” diye hayıflanıyordum. Herhalde yüksek sesle söylemiş olacağım ki, cumartesi gecesi kıpır kıpır bir şeyler olmaya başladı karnımda! !!

Önce sıklıkla gelen Braxton Hickslerden bir demettir diye düşündük. Hatta doğuma 3 gün kaldığını bilerek, tuzumuz kuru olduğundan, hevesle saat tutalım bari dedik.

Telefonun kronometresini açtım. İlk kasılma geldi. Karnım tepede top gibi oldu. Yazdık kenara. 15 dakika sonra bir kasılma daha. Yok canım dedik tesadüftür!

Sonraki beş kasılma da 10 dakikada bir olunca BabaCan ve ben kikirdeyerek ne yapacağımızı düşündük. Ama zaman ilerledikçe kasılmalar geçti, biz de rahat rahat uyuduk.

Sabah kalktık,kahvaltı ettik. Bir önceki geceyi yad ederken kasılmalar bu sefer yine 10 dakikada bir geldi! Hadi dedik artık bir doktorumuza cee diyelim. Gittik, NST’ye bağlandık. Eveeet, kasılmalar vardı ama doğumu başlatacak kadar değil. Bol su içip, dinlenmemiz salık verilerek eve yollandık. Can bizi yoklamıştı,çok sevinmiştik :)

19 Mayıs gününü tavla oynayarak, fotoğraf makinemiz ve kamera ile kayıt yaparak geçirdik. Ertesi sabah çok sevdiğimiz bir yere yolculuğa çıkıyormuş gibi hazırlandık geceden. Uyuduk –sayılır..

Sabah oldu, 05:00’da yola çıktık. Yollar boştu, arabada salsa çalıyordu. Can’ım içimdeydi, biz heyecanlıydık.

Hastaneye vardık. Bizden hemen sonra fotoğrafçımız geldi. Yatış işlemleri başladı. Görevlilere “Deniz gören odanız var mı?” diye sordum en sevimli halimle. Son hamilelik kıyağımızı da orada aldık :)



Odaya alınınca güler yüzlü bir hemşire geldi, kateteri taktı, serumu bağladı.





Ben nasıl mutluyum, herkese laf atıyorum, eşyalarımı yerleştiriyorum (Otele gidince de hep böyle yaparım). Tabii kendi ellerimizle yaptığımız doğum şekerlerimizi de dizdik :)





Ardından sevdiklerimiz geldi.
Yaklaşık 40 dakika sonra hastabakıcımız geldi, “Gidiyoruz”dedi. Gidilen en güzel yolculuk başladı..
Sonraki bölüm: O ne güzel bir sestir!

3 yorum:

  1. okurken içim pır pır etti :) ne güzel anlatmışsın...

    YanıtlaSil
  2. okurken içim pır pır etti :) ne güzel yazmışsın...

    YanıtlaSil
  3. Senin hikayen daha da keyifli olur inşallah :)

    YanıtlaSil