27 Mart 2011 Pazar

İyi Kötü Çirkin

Bu postu okuyan gruptan çocuğu 22 ay ve üzeri olanların; "hay ağzını öpeyim, aynen öyle!" demeleri beklenirken, henüz 22 aya ulaşmamış okurların korkuyla kaçmalarından endişeleniyorum :)). O yüzden korkmamaları için önce şunu söyleyeyim, çooooook lokuuuum oluyorlar büyüdükçe, karşılıklı diyalog kurabilmenin yerini hiç bir şey tutamaz :))

Dedikten sonra gelelim pazar günümüze... Caniko bu ara "Anneye yapışma günleri, volume 15" şeklinde yaşıyor :). Üzerimde maksimum yüzey kaplamaya çalışarak, "anne kuga" nidaları ile simbiyotik bir ilişki içindeyiz. Keyifli olduğu da oluyor, annecim bir in üzerimden dediğim de.

Duygusal gelişme, zihinsel koşturmaca, sözel ivedilik. Ne derseniz deyin, 22 ay çocuğu "gitmek mi zor kalmak mı zor" melodisi ile yaşıyor. Hem ayrılmak istiyor, hem de aynı oranda yapışası geliyor. Söylerlerdi de inanmazdım. Giyinmek, soyunmak, arabaya binmek, arabadan inmek, bez takmak, bezi çıkarmak, hadi gidelim yok yok kalalım durumları bizde başladı.

Bu akşamüstü Büyükada'dan dönüşte asansörün önüne attı kendini... Bir ağlama, bir öfke kalakaldım. Taktik bekliyorsunuz ama nafile :)))) Sakinleştirdim biraz, biraz bekledim, biraz baba çağırdı vs. Ama işte insan fark ediyor ki, bir dahaki sefere "ya geçen sefer şu çok işe yaramıştı" dediğin yöntem öbüründe zinhar sökmüyor!

Bu dönemde çelik gibi sağlam sinirler, sandal ağacı gibi sakin bir ruh hali ve dervişlere özgü sabrınız yoksa eğer zaman zaman iplerin kopma anı geliyor. Bu akşam bende o kopma anı bez değiştirmeyi istememe, evde çıplak popo gezme talebi ile vuku buldu. Bir şekilde çözsek de sorunu şunu geçirdim içimden: bazen anne baba çocuk sarmalı long ısland ıce tea gibi bin çeşit alkolle yapılmış kötü bir kokteyl gibi oluyor.

Çok değişken var ya ve bunlar bazen zamansız bir araya geliyor ya o zaman işte her şey tepe taklak oluyor. Sen uykusuzsan, o uykusuzsa, o açsa sen toksan, sen açsan o toksa, sen yorgunsan o red bull içmiş gibiyse, sen de o da gün içinde çoook yorulmuşsanız tolere ve tahammülün t'leri ters dönüyor.

İYİ: Kokteyl içimi kolay, lezzetli ve keyiflidir. Çocuk toktur, uykusunu almıştır, anne/babanın keyfi yerindedir, mıncır mıncır bitmez.

KÖTÜ: Çocuk anlayamadığımız nedenlerden dolayı error verir. Diş dersin, büyüme atağı dersin, büyüyor dersin, yok anneyi özledi dersin.. Nedenini bulamazsın ama idare de edersin..

ÇİRKİN: Beklersin ki bir saat uyusun da bir kahve içeyim. Yarım saat sonra uyanır. Sabaha işin erkendir, o gece 4 kere kalkar. Yemeği özenerek 3 saatte yaparsın, yemez. Planın vardır, toptan değişir. 22. ay ve sonrasında bu tür postları çözüm yolları ile birlikte yazacağımı ümit eder, sizi Büyükada fotoğrafları ile baş başa bırakırım :)) Herkese iyi haftalar olsun..

25 Mart 2011 Cuma

İki yaş dumurları

Ya cidden anlaşılmaz bir dönem bu 22 ay dönemi.
Gece uyumadan önce aklında ve elinde olan, biraz saklama yöntemi ile unutturduğumuz(u sandığımız) "vııınn" elektrik süpürgesi krizi sabah 05:45'de hortladı!!

Can uyandı.
Vııın dedi.
Gittik tamire gitmek için koridorda bekleyen süpürgenin yanına.
Can bir eline hortumu bir eline demir çubuk kısmını aldı.
Veeee
Uyudu!
Bariz ayakta uyudu :))))

Hem uyuyor, hem elinden alayım deyince çığlık kopuyor.
Sonra küt yine uyuyor :)))

Oldu saat 06:15.
Gel seninkini alalım, yatağında beraber uyuyun dedim de ikna oldu.
3 gecedir elektirik süpürgesi ile uyuyor.

Bu arada fotoğraf çekecektim ama ayakta uyurken devrilir diye yanından ayrılamadım :))

23 Mart 2011 Çarşamba

22. aydan enstantaneler..

Anne Can'a seslenir: Can, elleme prizleri (ama 158 bininci kez söyler), açacağım yoksa bayrakları!

Can: Açççççç (tabii ki kikirdeyerek:) )

.......

Can'ı uyutma anlarından bir anda Can yatağın dışındadır ve babaya baybay yapar sol eliyle. Anne babaya der ki, sana çık diyor galiba. Baba cevaplar "Can'cım şimdi uyku vakti" (gitmiyorum anlamında :) )

Can döner ve annesine el sallar sağ eliyle :) (sen git bari :) ). Anne de aynı cevabı verir..

Can iki elini aynı anda sallayarak odadan kikirdeyerek çıkar :)

15 Mart 2011 Salı

Bu sabah..

Bu sabah Can ile kahvaltı ederken, "bababa" deyince hangi şarkıyı söylemem gerektiğini belirtti kendisi : "Erkeeen yatarrrımmm, erkeeen kalkaarııım".

Ekmek ve peynirli bölümlere geçmeden önce, ekmeği, peyniri, sütü gösterdi masada duran, çok tatlıydı :)

Ahtapot, yengeç, puzzle, teşekkür ve hoşçakal demesini duymanızı öneririm:)

Not: Blog yasağı yüzünden yazamıyordum, yazmayı ve anlatmayı özledim, ama blog bende hala açılmıyor :(