24 Mayıs 2010 Pazartesi

Dayanamayacağım, yazacağım..

Bugün doktordan geldikten sonra Can'ı alıp parka gittim.
Parkta kum havuzu vardı, kumlar biraz nemli idi, ancak Can'ı tutmak ne mümkün çığlık ata ata havuza girdi.
Ben de yaklaşık 3-4 dakika oynattıktan sonra tam çıkaracağım, park kumkumlarından biri ses etti:

"Aaaaaa yasak o kum havuzuna girmek sizin haberiniz yok herhalde?"
Ben: Niye yasak? Kim yasakladı?
"Site yönetimi, kediler köpekler çiş yapıyormuş"
Ben: Ben 7 aydır oturuyorum bu sitede kimsenin köpeğini çocuk kum havuzuna çiş yaptıracağına inanmıyorum, zaten görmedim. Ayrıca bu sitede kedi medi de yok.

Aynı kumkum kişisi bakıcısı olduğu iki kıza dönüp;
"Aaaaa çık ordan çocuuum baban kızıyor" diye bağırdı sonra. Alt mesaj: bu kadın deli minnnaccıkk çocuğu ıslak kumlarda oynatıyor, cık cık cık..

Neyse ben Can'ı almış üzerini silkelerken diğer bir kumkum kişisi dayanamayıp;
"Ay ben size ıslak mendil vereyim" diye elime zorla iki mendil tutuşturdu. İyi niyetle yaptı biliyorum..

Ama karışmayın kardeşim! Sana ne çocuk benim, kuma da sokarım, yağmurda da oynatırım.. Maşallah deyip dilimi ısırıyorum gayet de sağlıklı.

Parkımızın özellikle bu kumkum kişilerden uzak kalmasını temmenni ediyor, esenlikler diliyorum.

Not: Onlardan da bana ne, di mi?

12. ay kontrolü, şundan bundan..

Dün parkta Zeynep ile tanıştık. Can arabasını verdi, Zeynep aldı. Bu sefer Can anneannesinin aldığı çıngıraklı tekerleği aldı, Zeynep geldi onu istedi :)) Sonra Zeynep onu bıraktı kaydırağa gitti. Bu sefer Can da peşinden.. Nasıl bir iletişim, nasıl bir ilişki kurma hali ve sosyallik. Şimdi başlıyoruz sanki "çocuk" yetiştirmeye.. Karmaşık konular valla, "ben ve diğerleri" kavramını öğretmeye daha doğrusu bu konunun önemine kafayı takmış bulunmaktayım. Saygı, hoşgörü, merhamet hepsi sosyal beceriler ve başkasının varlığı ile o varlığın yarattıkları ile baş etmekle başlıyor..

Çok derin bir giriş oldu.

Bugün gittik doktor kontrolümüze. Can'ın persentilleri 9. aya kadar gayet iyi gitmiş, 9 ve 10. aylarda durmuş hatta gerilemişti. O dönem benim yoğun iş dönemime denk düştüğünden bayağı takmıştım kafayı. Dişler vs de eklenince persentiller 50ler civarındaydı. Bugün yine çıkmışız yukarılara. Ne kadar "Amaaan canım persentil falan önemli değil, sağlık mutluluk vs" desem de takılıyor işte insan.. Bence çok içgüdüsel. Dünyaya getirdiğin yavrunun hayatta kalması için ilk ve en önce beslemen gerekiyor. O yüzden bence yemek konusu bu kadar önemli oluyor anneler için. Tabii daha derin anlamları da var yemek yeme ve yedirme durumlarının..

Buyrun 12. ay bilgi ve yorumlarına.. (12 aylık anneyim ya yorum yapabiliyorum, tuzum kuru:) )Doktorumuza güvenim sonsuz. Dediklerini uygulayacağız elbet, ama biraz tarttım kendimce konuşulanları..

Dr:Günlük sütten bir fincanla başlıyoruz, devam sütü bir müddet daha devam edebilir.
Ben:Bence devam sütü giderek azalabilir..

Dr: D vitamini devam.
Ben: Ee günde 3 kere dışardayız eller amele yanığı oldu, hala almalı mı?

Dr:Flor gün aşırı alabilir..
Ben: BabaCan'ın dişleri muhteşem, vermesek olmaz mı?

Dr: Tahıl verebiliriz, et şart, balık yerine balık yağı verelim.
Ben: Hımm, et veriyorum zaten, balık da geçen gün somon yaptım. Biraz Türk yemeği gibi somon oldu ama Can sevdi. Balık yağı için erken değil mi acep?

Bunlar dışında; kelime sayımız biraz az. Bence alıcı dili iyi gelişmiş olduğu için expresif dili zaman alacak. Sıralama emekleme gayet iyi. 6-7 adım atıyor tek başına..

Ceviz fındık pekmez türevlerinden kurabiye ve kek yapıp verebiliriz. Biraz kalorili gıdalar da olabilir malum toto üstünde oturmuyoruz :)

Tiroid kontrolü için 2 ay içinde tetkik yapılabilir.

Velhasıl 12 ayı geride bıraktık. Nostalji olsun, geçen sene bu zamanlardan bir Can fotosu :)

23 Mayıs 2010 Pazar

Anneliğim 1 yaşında, ben ise hala büyüyorum...

Düşünüyorum da ilk bir seneyi en çok ilk altı aya hazırlık yapmışım. Yani hem fiziksel hem düşünsel olarak. Kolay tabii, anne sütü verilecek, önce 3 sonra 4 saatlik düzen oturtulacak, dışarı çıkılacak, anne kiloları verecek. Oldu yaptık.

Sonra ne oldu? 6.ayda katı gıdalar başladı. Anne bir panik oldu, araştırıp durdu. Neyse sonra sular dindi, şimdi bu konuda daha iyi.

Sonra 9. ay civarı "Aman acaba ne öğretsem, ya çocukcağızın öğrenmesini yeterince teşvik etmiyorsak" lar başladı. O da bitti..

12 ay bitince de başka sorular sıkıştırdı anneyi. Anne bu sefer farklı bir karar aldı: Anı yaşamayı seçti. Pırıl pırıl gözleri ile bugün bana baktığı an gibi. Annnn neee dediği an gibi. Tüm sevdikleri ile kutladığı ilk doğumgünü gibi. (Göreceğiz bakalım bir sonraki döngüde bu kararı ne kadar uygulayabileceğim?)

Bana kalan ise şu oldu: benim acelem var, benim işim var, ben yorgunum diye yaptıklarım/yapmadıklarımı tartabilirim, ama O'nunkileri değil..

Gelelim detaylara :)
Yağmur yağacak diye son anda vazgeçmek üzere olduğumuz kutlamamızda güneş bie gülünce hemen kendimizi bahçeye attık.




Anne Sinem'den aldığı tarifler ile cup cake yaptı, pekmezli, cevizli çok güzel oldu :)




Pastamızı Pastacı Rapunzel'den istedik, muhteşemdi.. Can nasıl heyecanlandı inanamadım :) Eline sağlık Rapunzel :)




Babaanne, dedeler, anneanne, teyzoş, kuzen amca ve yenge, kuzenin anneannesi, tüm aile bir aradaydı..

Can'iko mutluydu, O'nu gören herkes daha da mutluydu :) İyi ki doğdun Can, iyi ki bizim oğlumuzsun :)

19 Mayıs 2010 Çarşamba

1 yaş saptamaları...

Doğum günümüz geldi çattı. Hem ne çabuk hem değil.. Hem ne güzel hem ne buruk. Büyümek bazen buruk olabiliyor. Büyüdükçe benden ayrışıp kendi oldukça veya ne bileyim biraz uzaklaştıkça garip hissediyorum. Geçen gün kendi kendime "Sadece bana tabii olduğu günleri özlüyorum" derken buldum. Yani bakıcı ablamız yokken, ben taze lohusa iken, sadece anne sütü verirken... O iç içelik, yan yanalık, ben ve bebeğim halleri biraz bencil belki ama güzel de :)

Tabii gelin görün sevgili Yeliz'in Arca için yazdığı 1 yaş halleri bu ara pek şaşırtıyor bizi de.

Aaaa inanılmaz, Canikoya bir haller bir halller... Bir defa feci anneci olduk. Baba, teyzoş ı-ıh. Gider gibi yapıp yine anneye uzanmalar. İstediği olmayınca ağlamalar, kendini sıkmalar, kasmalar.. Yemek yerken canı istemiyorsa hemen mama sandalyesinden kalkmak istemeler.. Resmen erkenden 2 yaş sendromu demosu gördük.. Hadi yine yeni program yükleniyor sanırız deyip bekliyoruz bakalım :)

Aklımda var uzun zamandır, şimdi tam zamanı: saptamalar... İlk aklıma gelenleri not düşeyim..

1.Bir defa ilk bir sene sıcak çay, uzun kahvaltı biraz zor oluyor. Nitekim hareketlendikten sonra da yemek yeme nöbetleşe oluyor. Öyyleee bizimle birlikte yesin modu olamıyor bizde henüz..

2.Bir yere gideceksiniz çocuğunuz 4 saat falan uyur! Eğer azıcık işiniz varsa evde veya bir kahve içeyim derseniz 45 dakikada biter o uyku..

3."Aman maşaallah dün gece deliksiz uyudu" veya "Süper yedi bugün kıymalı kabağı" dediğiniz anda bittiniz! Demeyiniz, yutunuz.. Çünkü ne zaman iyi gidiyor deseniz bir şeye anındaaa değişir her şey.

4.Her an her şey değişebilir. Yeme düzeni, uyku saatleri vs her an değişebilir. Bu hem iyi hem kötü haber. Anneler de esneerrr esneerrrr değişime ayak uydurur..

5.Dünyanın en güzel bebeği kendinizindir :) Ne güzeldir, iyi ki de öyledir.. :)

Daha bir sürü var. Aklınma geldikçe yazacağım...

Doğum günü kutlaması ve annenin karnesi bir sonraki yazıya :)

Yarın oğlumun doğumgünü..

Geçen sene..
Kadıköy Şifa..
Çarşamba günü..
07:24..

Duygusallık diz boyu..
Çok ama çok mutluyum şu 1 seneyi sağlıklı keyifli geçirdiğimiz için..
Şükürler olsun..
Tüm bebekler sağlıkla huzurla büyüsün..

13 Mayıs 2010 Perşembe

Geçen sene bu zamanlar...

Şimdiki halimden 10 kilo fazlaydım..
İçimde bir Can vardı..
Her akşam minnacık bodyleri ütülüyordum..
NST'de güpbüdü güpbüdü sesler duyuyorduk.
Ayak bileklerim yumuk yumuktu, yüzüm de pek bir gürbüzdü..
Can'ın odası hazırdı, anne hazır olup olmadığını bilmiyordu..
Sürekli okuyordu, sürekli alışverişteydi..

Anne olalı yakında 1 sene olacak.
Stajerliğim kalkıyor :)))

Bir yılda neler öğrendim konusuna ayrıca değineceğim.
Ama insan 1 yıl içinde hemen hemen her gün hamileliğini yad eder mi?
Eder...

7 Mayıs 2010 Cuma

Anneler günü zımbırtıları arasında bir saptama: Nasıl çocuk yetiştirilmez?

Ya da şöyle diyelim: Yetişkin dünyasında kaba, tembel, sorumluluk almayan, kadın sürücüleri sıkıştıran, çöpünü kafamıza atan, bunu da marifet sayan, sırada önümüze geçmeye çalışan, bozuk yok mu diye sorarak resmen sözleri ile dövmeye çalışan, aaa sizinki hala yürümüyor mu larla başlayıp, bizimki SBS'de derece yaptılara giderek farklılıklara saygı duyamayan duymayan insanların çocuklukları nasıldır? Ana babaları ne yapmıştır da bunlar böyle olmuştur?

Buyrun reçete:

1.Öncelikle çocuğa birey muamalesi yapılmaz.

2.Onun ne zaman acıktığını, hangi oyuncağı seveceğini en iyi anne bilir.

3.Çocuk nasılsa bizimdir, bizden çıkmıştır, bize benzemelidir.

4.Bebeklikten biraz çıkınca öğrenme ve keşfetme merakı örselenir, engellenir, divan altı, koltuk üstü yasaktır. E çocuktur, çocuk dediğin uslu uslu oturur dur.

5.Çocuğun yapamadığına "Canın isterse yapıyorsun ama" denir..

6.Anne baba sorun çözmede model olmaz, haşa, sorun dediğin bizim kültürümüzde beklenir, geçer..

7.Çöpünü sokağa atmışsın, çiçeği koparmışsın dert edilmez. Vergi verilir, o vergiler ne işe yarar?

8.Çocuğa sorumluluk teeeeeeeee okul yaşına kadar verilmez. 12 yaşına gelince de "Hala yatağını toplamıyor tembel!" denilir..

9.Herşey çocuğun gözü önünde acımasızca eleştirilir, eleştirilen şeye zerre katkıda bulunulmaz.

10.Çocuğuna yapma dediği herşeyi anne baba yapar, sonra da bekler ki kendine benzemesin.
Kime benzesin?

5 Mayıs 2010 Çarşamba

Ey bebekler sizi 11.aya kadar neler bekler?



Valla ben Can olarak bir kitap yazacağım. Annem boyuna okuyup duruyor bebekler hakkında. O kitapların bir tanesi de bir bebeğin ağzından değil. Hepsi spekülasyon kardeşim!! Sordunuz mu bize? Dediniz mi dişten mi uyanıyorsun? Ya da sordunuz mu, ben sabahları yumurta yemekten memnun muyum bakalım?

Bu yüzden henüz 11. ayına gelmemiş arkadaşlara, başlarına gelecekleri şimdiden haber vermek istedim.

Doğum anı: Güzel bir an. Annenin göğsüne veriliyorsun, o an muhteşem. Ben bir ara çok ağladım. Çünkü annemi odaya çıkarmışlardı. Neyse hemen babam aldı da ferahladım.

İlk gün/gece: Bir garip hissediyor olabilirsiniz. Süt lazım, bez lazım, anne lazım.. İlk gün annemin karnına dönebiliyor muyum diye merak ettim..

1.ay: Gözlerinizi açabiliyorsunuz, memeyi daha kolay buluyor insan. Bazı arkadaşların doğal gazı oluyor. O zormuş diye duydum. Babaannemin bir formülü var isteyene veririm.

2.ay: 40'ı çıkmak olayı bu arada oluyor. Gülümsemek denen bir şey yapın, çok mutlu oluyorlar. Bir de tepenizde çıngırtılı bir şeyler döndürmeye başlayabiliyorlar.

3.ay: Bizimkiler beni bu ayda tatile götürmüşlerdi. Tırsmayın gidilebiliyor. Bir de bu ay ilk aylardaki sıkıntılar azalıyor, annelere verin müjdeyi..

4.ay: Bu ayda sosyalleşebiliyoruz. Etraftaki insanların farkına varıyoruz. Mesela ben annemin işyerine gidiyordum, duruyordum bayağı.

5.ay: Şimdi bu 5.ayda bana bir haller olmuştu. Annem oturma çabalarıma bağlamıştı. Oturtsalar da, kaldırsalar da bir kım kımdım. Neyse kısa sürdü. Bir de elma armut suyu vermeye başlıyorlar. Söyleyin silikon kaşıklardan alsınlar, onlarla iyi besleniliyor.

6.ay: Aaaa bak ben bu ayı sevmiştim. Oturabilmeye başladım. Bir de patates havuç elma suyu girecek hayatınıza, deneyin derim. Amaaaa tabii sütün yerini tutamazlar.

7.ay: 7 ayı bak tam hatırlamıyorum. Aaaaa dur dur iki tane dişim geldi benim bu ay.. Yani akan salyalarınız varsa, dişler gelince duruyor onlar, deliksiz bile uyunuyor.

8.ay: Bu ayda da emekleyen arkadaşlar bayağı hareketleniyormuş. Şahsen ben tercih etmedim. Daha geç de olabiliyor. Bu ay yemekler çeşitleniyor, süper!!

9.ay: Bu ayda ben bir açıldım bir açıldım sormayın. Hazırlanın ey bebekler, bu ayda pek değişiyoruz. Bir sosyallik, bir değişim, bir açılma hali. Kahkahalar oyunlar gırla.. Büyüyorsunuz :)

10.ay: Henüz geride bıraktığımdan pek iyi biliyorum. Bu ayda da yeniliklere devam. Ama bu ay gece uyanmalarınız geri gelebilir. Nitekim sanırım yürüme telaşemizden oluyor bunlar..

11.ay: Hala içindeyim:) 1 yaşa yaklaşırken boyuna soru soruyorlar. Kuş nerede? Anne nerede? Tiktak göster:)) Gösterin, çok mutlu oluyorlar:)

Bir dahaki yazımda sizlere anneler günü vesilesi ile anneleri mutlu etmenin sırlarını anlatacağım:))