14 Eylül 2010 Salı

BİR çok ŞEY

Mesela sonbahar geldi.
Mesela bir melek uçtu dünyadan..
Bayram oldu sonra kalanlardan bazılarımıza..

Yazamayınca nedense daha da yazamıyor insan. Halbuki hemen hemen her gün bunu bloğa yazayım dediğim milyon enstantane oluyor. Ya da aklımdan neler geçiyor.

Dur bakalım başlayalım bir yerlerden..

Sondan başa gidelim mi? Gidelim.

DÜN GECE: Genellikle ağlamayan bir çocuk Can. Canı acırsa veya -artık- elinden bir şey alınırsa ağlar. Dün geceyi ise dekoderler çözemedi. Yoğurt kabını yere boca etmesine izin vermeyen anneye yapışarak ağlama moduna girdi önce. Ağladı ağladı, sonra tam geçti derken, vileda için ağladı bir posta. Haydaaa derken banyo yapmak istemedi, ardından da meeemeee diye ağladı. Tespitimiz şu yönde: Hani böyle belli bir saate kadar uyumazsan sonra uyuyamazsın ya onun gibi oldu. Sinirleri gerildi bir yerde, sonra toparlayamadı. En son anne ile el ele yatınca resetleyebildi kendini.

Duygular ve heyecanlar sanki minik kalbi için bazen yorucu oluyor gibi. O anlarda işte anne olmak çok keyifli :)) O heyecanlı bünyeyi rahatlatmak çok güzel :))

DÜN GÜNDÜZ: Bahçede Can ile gezerken, bizim alt komşumuzun çocuğu ve bakıcı ablası da geziyorlardı. Can ablanın elindeki kova küreğe kurdu. Anne "olmaz bizim değil" deyince bıraktı geri geldi. Aha! 5 dakika sonra kaşla göz arasında almış kova küreği karşıdan gülümsüyor. Neyse arkadaşımız isteyince geri verdik. Can'ın yaptığı ikinci hamle ise bitirdi bizi! Ablanın elinden tuttu, en şirin haliyle parmağını gökyüzüne doğrultup "Ayde?" dedi. Abla aydedeye bakarken de kovayı aldığı gibi koşmaya başladı! Böh dedim :)))

BAYRAM GÜNLERİ: Anneanne ve dedeye gittik, el öptük, kumbaramız oldu. Bizim evde girişte duran 1 liralar da yalan oldu, Can'ın serveti hızla büyüyor :)

Ada'ya gittik, faytonda büyük adam gibi oturdu inanamadık. Faytonun yaylanma halini taklit ediyor, çok komik :) Fotolar ayrı bir post konusu..

Duru, Nehir, Kanat ve Derin ile görüştük. Akranlarının yanında nasıl mutlu oluyor, çığlıklar gırla gidiyor.

Çatalla karpuz yedi, ikinci ayakkabısı geldi, dondurma görünce yalanmaya başladı, öpücükler artık yanağa konuyor ıslak ıslak. Oyuncak elektrik süpürgesi ile yarım saat oyalanıp, arkasından evi vileda yapıp, bir de toz alıyor, annesine çekmemiş :P




16 aya bir hafta kala, kişilik gelişiminin nasıl ilerlediğini görmek mümkün. Anne ise oyun grubu arayışı, memeden kesme, oturaklı hayata geçiş (mi?) konuları ile meşgul.

Sonbaharı özlemişim, serin havalar iyi geldi... Caz festivali, Şebnem Ferah ve Duman konserlerine gitsek ne iyi olur.

Bu postu bitireyim en iyisi burada :)) Darısı daha derli topluların başına..

1 yorum:

  1. ağzım kulaklarımda okudum:) özellikle üçkağıtçı sahnesi gözümün önünde:)

    YanıtlaSil