25 Kasım 2010 Perşembe

Çocuk mu çözsün problemi annesi mi? Ne zaman, nasıl?



(Bu Can'ın ilk lego oluşumu :) Konuyla ilgili mi? Eh, biraz:) )

Problem çözebilme becerisi şu dünyada çok önemli. Kat, havuz, yaş, yol problemlerinden bahsetmiyorum. Onlar çözülür elbet. Çözülmese de olur hatta bence.

Ama esas olan problem çözme çocuğun bir "çatışma" ile karşılaştığında bununla nasıl baş edeceği. Problem veya sorun demeyeceğim, "çatışma" diyeceğim. Çünkü oyuncağı paylaşamamak da, oyunda istediği rolü alamamak da neticesinde bir çatışma. Kimisi kendinle, kimisi arkadaşınla, kimisi patronunla..

Şimdi bir süredir şunu düşünüyorum. Ben, biz -yakın arkadaşlarım- çocuklarımıza iyi niyet ve kibarlıkla birlikte "başkasının elinden almamayı ama kendi elindekine de sahip çıkmayı" (Bu tanım bir yuva sahibesine ait, ben sevdim) öğretmeye çalışıyoruz.

Tabii doğa kaosu sever, Can da artık arkadaşlarıyla bu tür çatışmalar yaşamaya başladı. Kalbim tüm içtenliği ile biraz dışarıdan seyirci olmayı ve sorunun Can 18 aylık da olsa eğer ortada fiziksel bir zarar veren amaçlı bir girişim yoksa kendisinin arkadaşı ile çözmesini istiyor. En fazla yönlendirme yaparak, izleyerek, seçenek sunarak. İçimden ve bazen dışımdan "Ver annecim arkadaşın oyuncağını, ama bak almıyoruz" gibi cümleler geçse de en büyük temennim, kendi yaşı, duygusal ve zihinsel becerileri el verdiği sürece sorunlarını kendisinin çözmesi. Çünkü "çatışma" onun, benim değil!

Anne baba olarak çocuğun "çatışma"sına sahip çıkıp kendisini fedakarca ortaya atıp çocuk yerine sorun çözen anne babalar var. Olabilir. Tercihleridir. Benim değil.

Ben oğluma çatışmasını çözmesi için alan veririm, zaman bırakırım. Ama gözlerim. Zarar vermesini veya zarar görmesini de istemem. Çünkü çocuk gördüğünü yapar. Annenin tavsiyesini değil.

Şimdi iş burada karışıyor. Ben Can'a ihtiyacı olan "çatışma" çözme pratiğini yapması için zaman ve yer bırakırken ve beklerken, çocuğunun çatışmasına sahip çıkan anneler birden ortaya atılıyor. Ne oluyor o zaman? Sorun iki yaş civarı iki çocuğun değil, bir çocuğun ve bir yetişkinin oluyor. Çocuk bundan birşey öğreniyor mu? Hayır? Çatışma çözme becerisi gelişiyor mu? Hayır. Peki çatışma çözülüyor mu? Evet, eğer yetişkin güdümlü "durumu ortadan kaldırma"ya çatışma çözme denebilirse evet..

Bir de ikinci grup var. Çocuğunun fiziksel zarara doğru dört nala giden bir "çatışma" ya dahil olduğunu görüp uzaktan kumanda eden ebeveynler. Gözlemek başka bir şey, oturduğun yerden yönerge vermek başka. Çünkü sonuç ilk örnek ile aynı. Çatışma fiziksel zarar devreye girince çözülmemiş, veya en azından "uygun şekilde" çözülmemiş oluyor.

Yaptığıma en doğru demek imkansız. Hatta en doğrusu olmadığını biliyoruz söz konusu insan olunca. Ama böyle durumlarda da "empati" denen kelimeyi sorgularken buluyorum. Empati demek karşındaki ile otur ağla demek değil. Anla demek sadece, ne yaşadığını anla..

Bu konu daha çooooookk sürecek :))

17 yorum:

  1. Seçil, onumuzdeki hafta B. hanimla konusacagim en buyuk meselelerden biri bu :)
    en dogru yaklasima karar verebilmek icin, cocugun her iki tarafta da olmasi gerekir heralde, aksi durumda bu sekilde empati yapilabilecegine inanmiyorum ben.
    Bir de, elindeki oyuncagi surekli kapan tarafin annesi daha rahat, rahatlikla kendi aralarinda cozsun, biz karismayalim diyebilir gibi geliyor bana.

    YanıtlaSil
  2. tam da bu örnek bugün bizim evde yaşandı. iki çocuk arasındaki (biri 5 diğeri 17 aylık) çatışmaya ben katılmadım , siz de katılmayın, kendileri çözsün dedim ama benden başka 3 yetişkin balıklama atladı. ne anladım ben bu işten diyor insan değil mi bu durumlarda? tam çocuklar için bir şeyler yapmaya çalışırken bir de büyük görünümlü diğer çocuklara laf anlatmaya çalışıyoruz. zor işimiz

    YanıtlaSil
  3. kendi payıma sorunu çözmeye odaklı olduğumu farkettim yazını okuyunca. biraz da galiba ben diğer ebeveynden çekinerek aman sorun çzöülsün mantığı taşıyorum. aslında bir adım daha geride durmam gerekir. çok sağol çok güzel bir noktaya değinmişsin, biraz daha dikkat edeceğim. senin yolu tabii en doğrusu olmayabilir ama diğer ikisinden daha iyi:)

    YanıtlaSil
  4. Çok güzel bir yazı olmuş. Sanırım tam da bugünlerde karşılaşmaya başladığımız sorunlar. Genelde "yanında ol ama yardım istemedikçe elleme" gibi bir yaklaşım izlemeye çalışıyorum. Ama işin içine bir de büyük girince denklem bozuluyor. Öte yandan daha küçükler. Eğer bir başka çocuk cocuğumu itiyor, canını acıtıyorsa ebeveynin araya girmesini istiyorum. Annelik denge sanatı diyorlar ya... Durumdan duruma değişebilir.

    şöyle bir şeyi öğreniyor olabilir çocuk ama belki. bazen bize denk kişilerle karşılaşırız. bazen de denk olmasına rağmen denk olmayan bir yardımla karşımıza çıkan kişiler olur. (devlet, polis, kalabalık, iktidar üreten her hangi bir şey) öyle durumlarda bireysel mücadele yerine yardım almayı seçebiliriz, bunda bir sorun yok. (örgüt, kalabalık, destek...)

    :)) uçtum mu:)

    YanıtlaSil
  5. uff, daha sosyalleşmenin yeni girdiği hayatımızda ilk dakikadan başımıza gelen şey. "çatışmayı çözme" teşviki çok akıllıca. ama aynı şekilde düşünmeyen diğer annenin yavrunun kanatlarını kırmasına müsade etmek??? çok canımı sıkan aklımı karıştıran bir konu.

    YanıtlaSil
  6. (Oncelikle 3.seferdir yorum yazmaya calisiyorum ama bir sekilde olmuyor, yine olmazsa vazgecicem valla)

    Ben de uzaktan takip edip catismayi kendisinin cozmesi taraftariyim, ama baskasinin elindeki izinsiz almak konusunda hassasim, o zaman hemen olaya dahil olup izin konusunu hatirlatma geregi hissediyorum. Hos ben ne kadar uzaktan gozlemleyip kendisinin halletmesini istesem de isin icine fiziksel zarar girince istemeden de olsa mudahale etme geregi duyuyorum. Ama aynen dedigin gibi ortada daha birsey yok atlayan ebeveynler benim cevremde de var, ve ben cok sinir oluyorum...

    YanıtlaSil
  7. Kiraz, ben de konuşacağım kendisi ile önümüzdeki hafta aynı konuyu he he :) Biz bir araya gelsek ya önümüzdeki hafta?

    YanıtlaSil
  8. Anne Müdürü, aynen hissim öyle! Ne anladık biz bundan hissi. Bazen diyorum ben mi çok rahatım aslında...

    YanıtlaSil
  9. Yeliz'cim, aslında ben de hayat boyu hep senin gibi hissettim, meslekten belli zaten :) Şu son olayda ben de fark ettim geri durmak istediğimi. Ama göreceğiz bakalım ne kadar geri durabileceğim.. :)

    YanıtlaSil
  10. Özgür, bak onu atlamışım. Ben de diğer annenin devreye girmesini istiyorum bazen. Ama işte gireceğin an öyle önemli ki, "Çatışma" büyüyüp de kuzuların zihinsel ve duygusal repertuarlarını aşıyorsa devreye girmeliyiz bence de..

    YanıtlaSil
  11. Selen, süper benzetmişsin: kanat kırılması! Can'ın geçen gün yaşadığı örnek aynı öyleydi, kanatlaır kırılmış gibi geldi sindi bana :(

    YanıtlaSil
  12. Yeşim, hoşgeldin :) İyi ki olmuş son seferde :) İzinsiz almaya ben de müdahale ediyorum. Çünkü izinsiz almanın içinde, sınır tanımama, saygı göstermeme, başkasının hakkı gibi kavramların hepsi var.. Hele hele fiziksel zarar çok çabuk alışkanlığa dönüşebilir, onu illa ki önlemek lazım..

    YanıtlaSil
  13. olur canim goruselim ne zaman istersen, ozledik

    YanıtlaSil
  14. Bizde de çok yaşanıyor bu durum. Ben de hep dahil olma, paylaşması için teşvik etmeyi seçiyordum. Sonra kreşte bu tarz durumlarda kendilerini ifade etmek ve arkadaşlarıyla iletişime geçmek için 'özel' bir söz dağarcığı öğrettiler: wait, you need to wait, mine, it's my turn, now you have it, vs. (bekle, beklemelisin, benim, benim sıram, şimdi alabilirsin gibi). Bir ay kadar bunun üzerine çalıştılar. Kural olarak, oyuncak, ilk önce alanın oldu. Kendisi istediği kadar oynadıktan sonra kendi isteğiyle arkadaşına verdi. Tabii kreşte yine daha az problemli, çünkü oyuncaklar özde kimseye ait değil. Sorun esas olarak, bizim evimize bir arkadaşı geldiği zaman çıkıyordu; kendinin olan oyuncakları paylaşmak istemiyordu. Bu tarz durumlarda, araya girmemek gerekiyor, haklısın. Bir de kreşten verdikleri bir makalede, gelen çocuğun anne babasından çocuğa ait oyuncaklarının birkaçını getirmesini isteyebilirsiniz diyordu. O zaman ondaki oyuncağı almak için, kendi oyuncağını paylaşması gerektiğinin çıkarsamasını yapabiliyorlarmış. Bizde geçen hafta bu taktik işe yaradı :)

    YanıtlaSil
  15. Annemin arkadası 2.cocuk sahibi olmak istiyormus.Geçen geldiklerinde bu konu üstüne 1 saat konustular :D İyki tek çocugum beee.

    http://machuupicchu.blogspot.com/

    YanıtlaSil
  16. öyle bir an geliyor ki siz nekadar çocuğunuza bak bu böyle yapılmazı anlatıp çocuğu doğruya yöneltseniz de başka bir çocuk kibar kibar yanına yaklaşarak sizin çocuğunuza patlatıverip elindeki oyuncağı aldığında sizin öğrettikleriniz hooop çöpe gidiveriyor. sonra elinden oyuncağı zorla alınmış çocuğu vurmadan anlaşmaya yeniden yönlendirebilmek daha uzun sürüyor.

    YanıtlaSil
  17. Ben de kreşte ortam kontrollüdür, biraz doğaya salalım diye parka götürüyorum. Bakayım çocuğum diğerlerine nasıl davranıyor, bir durum olunca ne tepki veriyor?

    Evin etrafında 3 çeşit park , kozmopolit İstanbul ya, hiçbirinin flora ve faunası birbirine benzemiyor. Birinde çocuklar çoğunlukla bakıcı veya anneannelerle, bir anneannenin sırf kaydıraktan kaydığı için sizin çocuğunuzu kendi torununa yaramazlık örneği olarak göstermesi ve duyacağı şekilde kınaması an meselesi, diğerinde top oynayan çocukları izlesin diye futbol sahasına yaklaşsanız çocuklardan biri abla sen orucunu açmayacan mı bak top patlamak üzere der (ramazan anısı). Üçüncüsü ve en zevklisi, eğitimli ailelere saldım çayıra mevlam kayıra görüntüsü verecek olan kısım, varoşlardan gelen ailelerin gittiği park. Orada anneler çekirdek çitleyip lak lak ediyorlar, çocuklar koşturuyor, itişiyor, kakışıyor. Müdahele durumlarında müdahele biçimleri beni biraz bozsa da yine de en zevkli park orası.

    YanıtlaSil