Dün www.babycenter.com'da Can'la aynı ayda doğan bebeklerin annelerinin yazışmalarına bakıyordum. Bu ara ek gıdalara geçmekle beraber, emzirmenin pabucunun dama atılma ihtimali ve yakın gelecekte bunu yaşayacak olmanın zorlukları üzerine bir kaç yorum vardı.
Terübeli annelerin yazdıklarını okuyunca içim bir hoş oldu. Hemen hemen hepsi, emzirme döneminin kapanmasını büyük bir yasla yazmışlar. Daha da önemlisi hepsinin söylemlerinde "O emzirmenin son emzirme olduğunu bilmiyordum" var.. Nasıl dokundu, nasıl dokundu..
Gittim emzirdim ben de:))
Sonra da bu yazının başlığı geldi aklıma..
Önce hamilelik var, ben "gebelik" demeyi daha çok sevdim hep. "Hamilelik" bir dönem adı gibi, "gebelik" ise esas mucizeyi anlatıyor sanki..
Hamileyken en bağlı -kordonla hem de- dönemi yaşıyoruz. Oh yavru hep içimizde, gece gündüz hep beraber, nereye gidersek yanımızda..
Sonra doğum geliyor, ilk ayrışma oluyor. Ayrılma mı desek?
Seçtiğimiz, istediğimiz, mecbur kaldığımız, kolay veya zor bir şekilde ayrılıyoruz ondan, kordonu kesiveriyorlar. Ama sonra hemen kucağa veriyorlar, işte yine birleştik..
Sonra emzirme başlıyor. Önceleri 2-3 saatte bir, sonra ise daha az da olsa sıklığı, gün içinde bir kaç kez daha "birleşiyoruz". Ne güzel:)
Sonra yavru hareketleniyor, kucaktan yere inmeye başlıyor, mobil oldukça uzaklaşıyor bizden, açıyor mesafeleri.. Olsun ama ellerimi ne zaman uzatsam "Al beni" diye doğrultuyor vücudunu; birleştik yine...
Daha bunun emzirme bitişi var, yürümesi var, yuvası var....
Annelik muhteşem bir bağlanma/ayrışma antrenmanı.. Ne kadar yaparsam yapayım, her antrenmanda benim kaslar aynı hamlıkta olacak sanırım..
mim geldi mim..
YanıtlaSilcan yeni doğduğuda uyuma süreleri uzadığında özlerdim.geçen gün yeni doğan bir bebeği görmeye gittiğimde aklıma geldi.insan nasıl da herşeyi unutuyor.hiç AYRILMAK istemezdimm:(
YanıtlaSilÇok doğru:) Bakalım ilerleyen günlerde nasıl ayrılacağız.. Bu arada adaşımıza bloğumuza hoşgeldin diyoruz:)
YanıtlaSil