30 Aralık 2009 Çarşamba

Bakıcılı hayata başlarken püf noktaları

Geçen sene bu zamanlar bir dergiden bakıcılarla ilgili bir yazı yazmamı istemişlerdi. Üşenmeden güzel bir dosya yazısı hazırlamıştım. Bakıcı seçerken kendi yazıma da döndüm baktım durdum..
Öncelikle tanıdık vesilesi ile bulamadık. Ajans vesilesi ile bulduk. Ajans güvendiğim bir yerdi, gayet de iyi çalıştılar.
Esas gelelim, birinci ağızdan bakıcı seçme süreci tecrübelerine.

Önce yaş sınırı koydum, 25-40 olarak. Ne aklı bir karış havada genç olsun, ne de yorgun bir teyze olmasındı içimden geçen (Şimdiki yardımcı ablamız 40 yaşında tam).

Sonra yakın bir yerde otursun istedim. Gitme, gelme, geç kalma gibi sıkıntılar çok kasar beni, işimde de randevu saatleri çok önemli olduğu için bu kriteri de tutturduk (Site servisi ile 10 dakika).

Görüşmeye giderken yazımdan aşağıdaki bölümü yanıma almıştım:

Fiziksel özellikler
Bakım veren kişinin temizlik kurallarına uygun olması, hijyene özen göstermesi, giyimini çocukla kuracağı ilişkide rahat hareket etmesi kuralına göre ayarlaması ancak tüm bunların yanında da aşırı süs ve aksesuardan kaçınması gereklidir. Bebeğin yutmasına neden olacak küpeler, uzun ve dağınık saçlar, uzun tırnaklar, uzun etek veya hareketi zorlaştıran kıyafetler, bebeğe bakım veren her kişi için zorluk yaratabilecek noktalardır. İlk görüşme belki iş görüşmesi olarak düşünüldüğünde daha farklı bir izlenim bırakabilir. Ancak bebeğe bakım verme süreci başladığında önceliğin bebek olduğu unutulmamalıdır.

Kişisel özellikler
Bakım verecek kişinin sevgi dolu, ilgili, bebeğin ihtiyaçlarını doğru yorumlayabilen bir kişi olması oldukça önemlidir. Bunların yanında sabırlı olmak ise bebekle kurulacak ilişkide büyük yer tutar. Ağlayan, altını ıslatan, mama yememek için ısrar eden veya sebebi anlaşılmaz biçimde huysuzluk yapan bir bebekle ilişkiyi devam ettirebilmenin ve yetkin kalabilmenin en önemli anahtarı sabırlı olmaktır. Sabırlı, sevgi dolu, ilgi verebilen, bebeğin verdiği sinyalleri iyi değerlendirebilen bir bakıcı çok kapsamlı bir eğitime sahip olmasa da bebekle kurduğu kaliteli ilişki ile bebeği gelişimini destekleyecektir.

Temel özelliklerin yanı sıra;
* iyimser bir bakış açısına sahip olmak,
*soğukkanlı olmak,
*temel ilk yardım bilgisine sahip olmak,
*ses tonu ve beden dilini çocuğun gelişimine uygun kullanmak,
*yaptığı işi sevmek de bakıcının bebekle olan ilişkisinin kalitesini yükseltecek özelliklerdir.

Profesyonel özellikler ve geçmiş tecrübeler
Bakıcı adayınızı ararken ister var olan bakıcı ajansları ile çalışın, ister kendiniz bulmak için uğraşın ilk bakacağınız özelikle bakıcının geçmiş tecrübeleri diğer bir deyişle referanslarıdır. Daha önce kaç yaşındaki çocuklar ile ne kadar süre çalıştığı, işten ayrılma sebebi, ailenin size verdiği görüşler bakıcı hakkında en başta size bayağı bilgi verecektir. Bu nedenle güvenebileceğiniz bir referans size çok yol aldırabilir. Ancak unutmamak gerekir ki, bir aileye çok iyi gelen bir özellik, sizin aileniz veya bebeğinize uygun olmayabilir. Bir aile bebeklerini çok sık öpen bir bakıcının çok şefkatli olduğunu düşünüp bakıcıya olumlu puan verirken, bu sizi rahatsız edebilecek bir özellik olabilir.

Ablamız yukarıdaki kriterlerin büyük bir kısmını ilk görüşmede karşıladı. Can'a sevecen yaklaştı, ses tonu abartılı değildi, giyimine abartılı olmayan bir özen göstermişti. Gayet de güleryüzlüydü :) (En sevdiğim özelliği bu. Çünkü her saat Can'a gülerek yaklaşıyor). Önceden tecrübesi olmaması beni düşündürtmüştü ilk etapta, ama ilgili ve sabırlı olduktan sonra bu pek engele takılmadık..

Sonra da aşağıdaki maddelerime göz attım:

Özgeçmişinden yola çıkarak sorular sorun: “Kerem ve ailesi ile 2 yıl çalışmışsınız, nasıl bir tecrübeydi sizin için?” “Sizi en çok ne zorlamıştı?”
*İşinin hangi yönünden keyif aldığını/almadığını sorun.
*Eğer ile başlayan sorulara ağırlık verin: “Eğer kızımız size isim takarsa ne yaparsınız?, ne yapmayı uygun bulursunuz?” gibi
*Diğer aile ile iş birliklerinin neden sona erdiğini sorun.
*Sigara ve alkol kullanıp kullanmadığı hakkında bilgilenin.

Bu noktada yakın dostum ve meslektaşımın "Elini tuvalete soksa mesela, ne yaparsınız?" sorusuna bingo bir cevap geldi! "Dikkatini dağıtırdım, başka şeylere çekerdim ilgisini". Diğer adaylar, uzun uzun konuşmaktan, anneye şikayet etmeye, denesin varsınlara giden cevaplar vermişlerdi.

Özetle, ablamızla (tak tak) memnunuz alıştık :)
Ama sanırım kendi işini yapıyor olmanın rahatlığı bizde bu ara avantaj olarak yaşanıyor, kendi işim olduğu için hem ben hem Can şanslıyız sanırım:)

6 yorum:

  1. Allah kolaylık versin... Bakıcılı hayat kör kendi işini kendin gör insanlarına başta zor geliyor. Sonra alışıyorsun biraz. Dalgalı deniz. Önemli olan çocuğu sevip sahiplenmesi. O güzel işte.
    sevgiler

    YanıtlaSil
  2. haa.. biliyormusun güzel canım kızım valla döktürmüşsün gene RUSO senden kopya çekerdi Emill i yazarken çok öptüm.

    YanıtlaSil
  3. Özgür, aynen öyle. Alıştım sanıyorum ama tam değil hala...

    YanıtlaSil
  4. Dedemiz sağol, sana çekmişiz :))

    YanıtlaSil
  5. ay su burnumun dibindeki pazara gitmek icin niyetlenip niyetlenip cok soguk bosver demistim,
    demek gitsem belki sizi gorecektim.
    tuh...

    YanıtlaSil
  6. merhaba,
    mail atmayı beceremedim, yorum yazıyorum. Ben buçuk aylık minik Eren'in annesi Zeynep. Biz de bu hafta yardımcı ablamızı seçmiş ve onunla beraber yaşamaya hazırlanıyor olsak da ben bu yazıdan alakasız bir şey sormak istiyorum. Uzun zamandır oturduğumuz Gayrettepe2den, bebekle daha rahat ederiz diyerek NArcity'e taşınmak üzereyiz.Bir bsaşka bloga bıraktığın yorumdan anlıyorum ki siz de ailece Narcity'e benzer sebeplerle taşınmışsınız . memnun musunuz, fikirleriniz değerli benim için..

    YanıtlaSil